Yeni Yılda Aşkınızı Alevlendirin
Marieclaire 1 Aralık 2021
Matematik zekâsı, sosyal zekâ, duygusal zekâ derken “Aşk zekâsı da nereden çıktı?” diyeceksiniz. Ancak son yıllarda cinsel tıpta sık kullanılan bir terim bu. Kendini, partnerini tanımak, iletişim kurmak, keyifli ve mutlu bir ilişkiye ulaştıracak tüm bilgi donanımını, iletişim tekniklerini ve cinsel davranışları kapsıyor. Bolca empati, iletişim ve güven gerektiriyor. Bu konuları özellikle pandeminin ilişkiler üzerine baskı yarattığı bugünlerde Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı ve Aile Danışmanı İrem Hattat anlatıyor.
Aşk zekâsı nedir?
Aşk zekâsı dediğimiz konu partnerinizle mutlu ve sağlıklı bir iletişim kurmanın en önemli unsuru. İlişkinizde nelerden hoşlandığınızı, hangi davranışların sizi mutlu ettiğini düşünmelisiniz. Böylece eşinize bunları doğru aktarabilirsiniz. Kadın ve erkek arasında ilişkiden beklentiler anlamında doğal farklılıklar bulunuyor. Kaldı ki her erkek veya her kadın da farklı şeylerden hoşlanabiliyor. Bunun için partnerinizin sizinle aynı şeyleri sevdiği sonucuna varmayın. Onun nelerden hoşlandığını ancak sorarak öğrenebilirsiniz. Siz ve partneriniz için ilişkinizin yeri ve önemi ne kadar konuşmalısınız. Çogu zaman her iki partnerde ilişkiye eşit önem verivorsa – bu cok veva az olabilir – uyum daha fazla oluyor. Örneğin: siz ilişkide daha rahatlama odaklı davranışları benimserken, eşiniz ise sizden romantik sözler, duygu yüklü davranışları bekliyorsa hayal kırıklığı ve öfke kaçınılmaz.
Pandemi sadece alışkanlıklarımızı, sosyal hayatımızı değil ilişkilerimizi, evliliklerimizi de değiştirdi. Bu değişim birlikteliklere olumlu mu, olumsuz mu yansıdı?
Maalesef son derece olumsuz yansıdı. Dünya çapında bu konu ile ilgili araştırmalarda bunu gösteriyor. Zaten sosyal medyanın günümüzde cok yoğun kullanılmasıyla ilişki formatlarında olsun, karşılıklı iletişimde olsun pek cok değişiklik yaşanıyor. Aşk ve anlam arayışı, yerini günübirlik, duygusallık ve derinlik barındırmayan ilişkilere bırakıyor. Pandemide de çiftler bu sosyal değişimin üzerine biyolojik, sosyal ve psikolojik pek çok faktörden etkilendi. Biyolojik anlamda tabii ki bağışıklık düşüklüğü, Covid-19’un tüm sisteme yaptığı etkilerini sayabiliriz. Psikolojik anlamda yaşadığımız kapalı kalma duygusunun ve tüm dünyanın yaşadığı stres ve aınksiyetenin ilişkilerimize olan olumsuz etkilerini düşünüyoruz. Yaptığımız çalışmalar pandemi sırasında çift arasındaki çatışmalar, stres, depresif ruh hâli gibi psikolojik belirtilerin ilişkilere özellikle olumsuz yansıdığını gösteriyor. Bütün bunların üzerine pandemide sosyal anlamda ilişkide özen göstermeyi bırakmak, belirli bir monotonluğu takip etmek, oldu bitti anlayışını kabul etmek, kalite aramamak gibi pek cok sorun ilişkileri etkiledi.
Çiftler pandemide birbirinden uzaklaştı mı?
Sapılan tüm araştırmalar çiftlerin birbirinden uzaklaştığını, hatla sosyal medya kullanımı şeklinde aldatmaların son derece yoğunlaştığını gösteriyor. İlişki sağlığı o kadar kapsamlı bir konu ki. Pek çok çift cinsel yaşamlarında elle tutulur bir iletişim eksikliği yaşamasa da hayatlarından mutlu değil. Özellikle pandemi sırasında ilişkinin heyecanını kaybettiğinden, çekimin yok olmasından yakınan bir sürü insan var. Kısacası günümüzde ilişkiden ve ikili hayatlarından sıkılan çiftlerin sayısı, mutlu olanları geçti. Zaten istatistiklere baktığımızda ilk beş yıl içinde neredeyse her iki çiftten birinin boşandığını görüyoruz. Bu çiftlerde şiddetli geçimsizlik en sık rastlanan yakınma, ancak monotonluk, rutinleşme ve özen göstermeyi bırakmanın ilişki yaşamadaki mutsuzluğun önemli bir nedeni olduğu fark ediliyor. Ancak pandemide yaşanan tüm bu değişiklikler ilişki hayatınızın bitliği anlamına gelmiyor. Unutmayın, ilişki bir kere hasar gördü mü bir daha düzelmez şeklinde şehir efsanelerine inanmamak gerekiyor. En önemlisi, çift olarak duygusal ve fiziksel anlamda yaşadığınız tüm yakınlaşmalar ilişkinizi olumlu etkiliyor. Pandemi sonrasında rutininizde değişimler olsa da yeniden mutlu bir ikili hayata sahip olabilirsiniz. Burada önemli olan eşinizle doğru bir iletişimde bulunmanız ve bir probleminiz varsa vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurmanız.
Kaliteli bir ilişki için olmazsa olmaz nedir?
Her şeyden önce sevgi, saygı ve anlayışa dayalı bir beraberlik… İyi iletişim, duygu ve düşüncelerinizi açık bir şekilde ifade etmeniz muhakkak olmazsa olmazdır. İlişkide sevdiğiniz ve tercih ettiğiniz davranışları bilmeniz, bunları partnerinize doğru bir şekilde aktarmanız çok önemli. Aynı şekilde eşinizin ihtiyaç ve tercihlerini öğrenmeniz, anlamanız ve gerçekleştirmeniz de. İlişkiler hakkında dogru bilgi sahibi olmanız gerekiyor. Mesela pandemi sonrası işe full-time dönüşlerle başarısızlık korkusu ve işte performans endişesi olan erkekler bu sıkıntılarla eşinden kaçtığında, eşleri “Beni artık beğenmiyor” veva “Beni aldatıyor” diye düşünüyorlar. Bu durumda ilişki mutlu bir şekilde devam edemiyor. İlişkilerde bu yeni dönemde özellikle bir taraf istekli ama diğer taraf isteksiz ise beraberinde zıtlaşmaları, özgüven eksikliklerini getiriyor. Kişiler kendilerini mutsuz, cazibesini kaybetmiş hissederek aile olarak mutluluklarını devam ettirmede de zorlanmaya başlıyor. Bu dönem sorun vaşayan, adaptasyonda zorlanan çiftlerin uzmana başvurmasını öneriyoruz.
İlişkilerde geri bildirim çok zor bir konu. Bu konuda özolliklo eleştiri yaparken nelere özen göstermeliyiz?
İlişki hayatınızda nelerin yolunda gittiği veya çift olarak nelerin size uygun olmadığını ancak konuşarak anlayabilirsiniz. Düzenli olarak ilişkinizde sizi nelerin memnun ettiğini, eşinizin hoşlandığınız davranışlarını, hangi yaklaşımlardan daha çok memnun kaldığınızı ona iletebilirsiniz. Geri bildirim yaptığınızda, özellikle eşinizin hangi davranışlarının mutluluğunuzu artırdığını söylediğinizde kendisi davranışlarını bu yönde geliştirmeye daha motive olacaktır. Onunla olan rutininizde sizi memnun etmeyen noktalar varsa sandviç metodundan yararlanabilirsiniz. Bu metotta önce eşinizle veya onunla olan hayat düzeninizle ilgili memnun olduğunuz noktaları ifade eder, ardından keyif almadığınız yönleri belirtirsiniz. En sonunda bu durumu nasıl daha iyi yönde geliştirebileceğinizi veya olumlu yönde düşündüğünüz bir başka noktayı ifade edersiniz. Eşinizin ne düşündüğünü, sizinle ilgili hislerini, ilişkinizin gidişatından keyif alıp almadığını tahmin etmeye çalışmanız doğru değil. İletişimde partnerinizin ne düşündüğünü tahmin etmek yerine iyi bir dinleyici olmanız gerek. Fikir ayrılıklarında ani ve aşırı tepki vermekten kaçının. Eşinizle ayni fikirde olmasanız bile onun hislerine duyarlı
davranın. Geri alamayacağınız sözleri söylemeyin. “Sen şöyle yapıyorsun” gibi cümleler yerine “Ben böyle hissediyorum” şeklinde cümleler kullanırsanız ne hissettiğinizi aktarmanız kolaylaşacaktır.
“İLETİŞİM KURMAK, SAĞLIKLI BİR İLİŞKİNİN EN ÖNEMEİ PARÇLARINDAN BİRİ.”
İlişkilerde sadece konuşmak mı, yoksa vücut dili de önemli mi sizce?
İletişimde konuşmak önemli ancak iletişimin büyük kısmı sözlü olarak gelişmiyor. Vücut diliniz, ses tonunuz, mimikleriniz sözcüklerden
ve konuşmaktan çok daha fazla düşünce ve duygularınızı karşınızdakine yansıtıyor. ilişkide de durum ayni.
Monotonluğa girmiş bir ilişkide, eşinize bu rutinden zevk aldığınızı söyleyebilirsiniz ancak vücut diliniz, ses tonunuz, yüz mimikleriniz sözlerinizi desteklemiyorsa eşinizin gerçek hislerinizi anlaması kaçınılmazdır. İlişkiniz hakkında konuşurken veya partnerinizi eleştirirken hem kelimeleri dikkatli seçmeli hem de tüm vücudunuzla verdiğiniz mesajı desteklediğinizden emin olmalısınız.
Çiftlere doğru aşk zekâsı kullanmaları için önerileriniz var mı, neler?
Birçok kişi eş veya partnerlerine olumlu veya olumsuz düşüncelerini söylerken zorlanıyor. Danışanlarımıza tavsiyemiz; içinizdeki duygu ve düşünceleri karşılıklı olarak dürüst ve açık bir şekilde dile getirmeniz. Cünkü bu durum ilişkinizi güçlendiriyor.
İlişkinizi güçlendirin: Bunu gerçekleştirmek için eşinizle ilgili sevdiğiniz şeyleri düşünün ve bunları bir hafta boyunca not alın. Bu notlar “Bugün çok güzel görünüyor”, “Çok eğlenceli birisi” veya “Çok güzel yemek yapıyor” şeklinde olabiliyor. Eşinizle ilişkinize odaklanın ve onunla yaşarken sizi mutlu eden şeyleri de gözden geçirin. “Onu çok beğeniyorum”, “Çok nazik bir eş” gibi düşüncelerinizi not alın. Bir haftanın sonunda listenizi gözden geçirin ve bu olumlu sözlerden kaç tanesi gerçekten eşinize söylediğinizi düşünün. Eğer eşinize bu sözleri söylemeyi düşünüyorsanız,
hemen yapın. İki halta önce eşiniz size sürpriz olarak kahvaltı hazırladı ise siz bundan dolayı duyduğunuz memnuniyeti o zaman ifade edemediyseniz şimdi söyleyebilirsiniz. Eşinize onunla ilgili düşündüğünüz olumlu sözleri söylemeye devam edin. Kaç kere iltifat ettiğinize ve hangi noktalarını övdüğünüze dikkat edin. Eşinize sürekli dış görünüşü ile ilgili mi iltifat ediyorsunuz? Yoksa ne kadar is i bir anne baba veya ne kadar esprili ve düşünceli olduğu konusunda mı? İltifat etlerken dikkat etmeniz gereken, eşinizin tüm yönlerini ve özelliklerini gözden geçirmeniz. Bu hem onun sevdiğiniz yönlerini tekrar hatırlamanızı ve farkına varmanızı hem de kendini iyi, güvende ve onaylanmış hissetmesini sağlıyor. İltifat etmeyi bu şekilde alışkanlık hâline de getirebilirsiniz.
Konuşun, konuşun, konuşun: İletişim,sağlıklı bir ilişkinin en önemli parçalarından biri. Ancak çoğu çift ilişkileri hakkında konuşmaktan kaçınıyor ve bir sorun varlığında susma yoluna gidiyor. Sorunlarda iletişim kurmaya alışık değilseniz, bunlarla ilgili konuşurken iletişimin tartışmalara dönüşmesi söz konusu olabiliyor. Özellikle bir süredir devam etlen sorunlarda içinizde pek çok duygu birikmiş olabiliyor. Bu durumda gerçeklere sadık kalın. Problemlerinizi abartmadan ifade etmeye çalışın.
Sağlığınıza özen gösterin: Diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol, prostat, kalp problemleri, depresyon ve daha pek çok sağlık sorununda sadece fizyolojik değil, sosyal ve psikolojik etkilenmeler yaşayabilirsiniz. Bu nedenle çift olarak biyo-psiko-sosyal yaşamınızdan mutsuzsanız altta yatan hastalıklarınızı takip edin. Eğer çift olarak ağır ve yağlı yemeklerle besleniyor, sigara içiyor, hiç spor sapmıyorsanız kendinize olan özgüveniniz ve sağlık problemleriniz ile birlikte ilişki kaliteniz de düşer. Hem ilişkiniz, lıem de hormon ve damarlarınız için doğru yaşam alışkanlıkları edinin.
Yeniliklere açık olun: Özellikle uzun süreli ilişkiler rutinleşebiliyor. Oysa çoğu erkek ve kadının ilişkide sevdikleri davranışlar, paslaştıkları kaliteli zaman sürekli değişiyor. Hep ayni şeyler yerine hoşlandığınız yenii davranışları veya hobileri eşinizle konuşup rutininize dâhil ederseniz ilişki çok daha uzun süre heyecanını koruyor. Doğru iletişim ilişkisi kuvvetlendiren, çatışmaları yatıştıran önemli bir bağ hâline geliyor. Uzun süreli ilişkilerin çiftler üzerinde rahatlatıcı, stres atıcı, yakınlaştırıcı, özgüveni yükseltici, romantizmi tetikleyici faydaları sar. Kaliteli zaman geçiren, ilişkilerinde oyunlara, eğlenceye ve zevke vakit ayıran, kişisel se sosyal aktiviteleri ilişkilerine katan, kendini ve karşısındaki sürekli tekrar keşfetme gayesinde olan kişilerde tatmin ve mutluluk değişmiyor hatta artabiliyor. Tiim bu etkiler de fiziksel ve psikolojik sağlığınızı korumanıza yardımcı oluyor.
İlişkilerde kriz yönetimini önemsemek gerekiyor: Pek çok kişi ilişkisinde arzu ettiği mutluluğu ve tatmini yakalayamıyor. Aile Sağlığı Araştırma Derneği olarak yaptığımız çalışmalarda iş-aile sorumlulukları, vakitsizlik, stres, sosyal sorunlar gibi nedenlerle çiftlerin ilişkilerini ikinci plana attıklarını gördük. Beslenme yanlışları, hareketsizlik, hastalıklar gibi nedenlerle ciddi organik sorunlar da yaşayan pek çok kişi var. Tüm bu nedenler bir sihirli değnek şeklinde çözümlere olan ihtiyacımızı artırıyor. İlişkinizde mutluluğu, bağlılığı ve çekimi artırmak için yapabileceğiniz şeyler var. Eşinizle duygusal vc
sosyal iletişiminizi ön plana almak, iletişim kurmak, bağlılık hormonu salgısını artırıyor. Varolan duygusal ve performans sorunlarının organik nedenlerini araştırmak, bu sorunlarda gecikmeden tedavi arayışına gitmek önemli. Gerektiğinde uzman çözümlerinden faydalanmalısınız. Performans ve ilişki sorunları, tedavi edildiğinde çekimi ve bağlılığı artırıyor diyebilirim.
EŞİNİZLE İLİŞKİ HAKKINDA KONUŞURKEN;
- Her şeyden önce iyi bir dinleyici olun.
- Konuşmaya olumlu başlayın. Onun sevdiğiniz, beğendiğiniz özelliklerini ve davranışlarını dile getirin.
- Tüm duygu vc düşüncelerinizi belirtin, eşinizin aklınızı okumasını beklemeyin.
- Onu eleştirmekten çok kendi istek ve arzularınızı söyleyin.
- Eşinizle ayni fikirde olmasanız bile onun hislerine duyarlı davranın.
- Problemlerinizi abartmayın, gerçeğe sadık kalın.
- Tartışmalarda adil olun ve geri alamayacağınız sözleri söylemeyin.
- Sorunlar karşısında hemen ve aşırı tepki göstermekten kaçının.
- ilişki sorunlarını tartışma ortamında konuşmayın. Sakinleşmeyi bekleyin. Eleştiri ve kırıcı sözlerden uzak durun.
- Bir takım olduğunuzu unutmayın. Birbirinize karşı değil birlikte mücadele verin. Devam eden sorunlarda, birlikte bir uzmana başvurun.