Kaslı Göğüsler, Dolgun Dudaklar ve Erkeklerin Derin Kompleksleri
Bugünlerde metroseksüel rüzgarlar farklı esmeye başladı. Artık erkekler de “Ayna ayna söyle bana, bu dünyada en yakışıklı ben miyim?” diye sorarken, aynaların “Bir estetik dokunuşla belki” diye mırıldandığını duyuyor. Bunu Rafet El Roman gibi kendinden ortalama 20-25 yaş küçük sevgilileri tercih eden biri için anlayabiliyorum ama Gökhan Özen’e ne oluyor? Yaşını merak edip internette araştırdım, daha 45 yaşında bile değil. Yani evet bir bebek değil ama 50 de değil yani:)
Beyefendiler kırışıklıklarını gizlemek için sevgililerinin fondötenlerini sürmekten sıkıldılar galiba. Çare tıp dünyasında! Cilt germe, burun düzeltme, belki biraz botoks; adı ne olursa olsun, estetik operasyonlar erkekler arasında popüler bir hobi haline geldi. Hani derler ya, “Cesaret işi” diye.
Evet, estetik de cesaret işi, hele bir de sonrasında hayranlarınıza ve annenize! açıklama kısmını düşünürsek. Bir zamanlar “gerçek erkekler” feminen görünmemek için ağlamazdı bile, şimdi ise estetik ihtiyaçları gündemde. Metropol erkeği, artık Botox iğnelerinin altına yatıyor, dolgu için kuyruklarda bekliyor.
Abdominoplasti, yani halk arasındaki tabiriyle ‘six pack ameliyatı’, erkeklerin artan vücut imajı kaygılarının bir tezahürü. Sağlık ve fitness endüstrisi, mükemmel vücudu elde etmek için sınırsız bir çaba gerektiğini söylerken, plastik cerrahi “anında çözüm” vaat ediyor. Ancak bu, disiplin, özdenetim ve sağlıklı yaşamın yerini alabilir mi? Yoksa bu, kısa kesilen bir maraton mu? Çünkü niye aylarca mekik çekesiniz ki, saatler içinde Michelangelo’nun Davud heykeli gibi bir karına sahip olmak varken. Tabii bu süreçte, plastik cerrahınızın eli hafif de kayarsa, yaz gelmeden önce ‘düzeltme’ operasyonları için randevunuzu almayı unutmayın!
Ve şimdi en hassas konuya dokunalım: Penis büyütme. Erkekler arasında konuşulmayan, fısıldanan bir mesele. Erkeklik, cinsellik ve güç kavramları bu küçük cerrahi müdahaleyle yeniden şekillendiriliyor. Her ne kadar “boyut önemli değil” deseler de, bazı erkekler için bu, “uzun bir hikaye”. Ve tabii ki, bu hikayenin sonunda mutlu son bekleniyor.
Cerrahi müdahalelerle, “cesaret” anlamında bir büyüme sağlanıyor olabilir, ama unutmayın, cesaret her zaman yürekte bulunur, başka yerlerde değil. Bir de büyütme operasyonlarının psikolojik faydaları, potansiyel fiziksel risklerle ve uzun vadeli memnuniyetsizlikle dengelenebilir mi?
Bu arada bahsetmeden geçemiyorum. 10Haber’in nezih yazar kadrosuna iki haftadır giriş yapan Psikolog Sıtkı Enpatik, bana penis boyu ile ilgili gelen sorulara şaşırıyormuş. Ah bir bilse, “27 yıldır bu ameliyatların yapıldığı bir klinikte bu gözlerin neler gördüğünü…” diyemiyorum yanlış anlaşılır, ama bu kulakların neler duyduğunu; oturur o da döşer mektubunu bu kadar saldırgan olmasına da merhem oluruz, kimbilir! Mesela düşük testosteron düzeyinin erkeklerde atarlı biri olma ihtimalini yükselttiği artık çok iyi biliniyor.
Konumuza dönersek, erkeklerin bu estetik sevdasının arkasında ne var? Ünlü /ünsüz erkekler de artık sosyal medya çağında kendilerini pazarlıyor, like ve follow için estetik müdahalelerden medet umuyor. Ancak, bu süreçte gerçeklik kavramı bulanıklaşıyor ve kendini sunma şeklimiz, kim olduğumuzun yerini almaya başlıyor.
Erkek estetiği, modern zamanın karmaşık cinsiyet ve güzellik anlayışının bir yansıması. Bu, erkeklerin de sosyal baskılara boyun eğdiğini ve “ideal” görünüm peşinde koştuğunu gösteriyor. Son tahlilde, erkek estetik cerrahisi, modern yaşamın hızlı çözüm kültürünün bir parçası olmuş görünüyor. Erkeklerin de estetik dünyasına girmesi, güzellik algısının cinsiyet gözetmeden herkes için önemli olduğunu gösteriyor. Ve unutmayın, estetik operasyonlar erkekler için de küçük dokunuşlar, büyük değişimler demek. Yeter ki, doktorunuz aynı zamanda bir heykeltıraş becerisine sahip olsun, yoksa sonuçta “Hey gidi günler hey” demekten başka çare kalmayabilir.
Galiba ancak güzellik ve başarı arasındaki bağlantıyı yeniden düşünmek bize daha derin bir öz değer ve toplumsal anlayış kazandırabilir. Erkeklerin de tüm insanların da gerçek güzelliklerinin bir cerrahın bıçağından ziyade kendi içlerindeki insaniyetlerinde yattığını hatırlamalarının zamanı gelmiş olabilir.
Bir de aman bu süreçte gerçek benliğinizi kaybetmeyin. Yoksa bir gün aynaya bakıp “Bu ben miyim” diye sorarken, Botox’unuzun şok etkisiyle karşılaşabilirsiniz. Ve unutmayın, her şeyin bir modası var. Belki de gelecek yıl, doğal kırışıklıklar yeni six pack olur.
Peki estetik cerrahlarımızın her dediğine güvenelim mi? Valla bu enflasyonist ortamda estetikçiler de sürümden kazanmaya çalışıyor. O yüzden diyorum ki cerrah babanız bile olsa güvenmeyin mutlaka sağlamasını google hazretleri, diğer doktorlar ve o operasyonun yapıldığı hastalardan yapın!