İklim Aktivistleri Değil Sperm Aktivistleri!

Yeni bir araştırmaya göre hava sıcaklığı arttıkça sperm sayısının düştüğü kesinleşti. Üstelik sıcaktan en çok üreme kapasitesinin en yüksek döneminde olan 25 ila 35 yaşları arasındaki erkekler etkileniyor.

Bunaltıcı günlerin sıklığı ve yoğunluğu son zamanlarda arttı. Üstelik daha Nisan ayındayız. Nasıl bir yaz yaşayacağımız konusunda şimdiden korkanlar çok iyi bilir. İklim aktivistleri uyarılarını yaparken sürekli sağlık risklerinden bahsediyor.

Bunların arasında iklim değişikliğine bağlı erken ölümler, yaygınlaşan kirlilik ve bulaşıcı hastalıklar göze çarpıyor. Ancak iklim aktivistlerinin bahsetmeyi unuttuğu öyle bir konu var ki bence ber türlü başlığın yerini bu konuya verseler tüm dünya aniden çevreci aktivist olur:)

Yeni bir araştırmaya göre hava sıcaklığı arttıkça sperm sayısının düştüğü kesinleşti. Evet doğru duydunuz, Singapur’daki bilim insanları, en verimli çağındaki erkeklerin sıcakta kaldıktan sonra sperm sayılarının düştüğünü tespit etti.

Yong Loo Lin Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar 30 derecenin üzerindeki sıcaklıklara maruz kalmanın erkeklerde sperm sayısını düşürdüğünü, küresel ısınmanın dünya çapında doğurganlık oranlarını vurabileceğini açıkladı.

Sperm sayısının yaşla birlikte azalabileceği uzun zamandır biliniyor olsa da, meni örnekleri üzerinde sıcak günlerin etkisini takip eden analiz genç erkeklere bir uyarı niteliğinde. Araştırmada sperm örneği verdikten sonraki üç ay içinde 29,8°C’yi aşan ortalama sıcaklıklara maruz kalanların düşük sperm sayısı riskinin yüzde 46 daha yüksek olduğu ortaya konuyor. Bu arada düşük sperm konsantrasyonu riski de yüzde 40 oranında artıyor.

Erkeklerin testisleri skrotumda, yani vücutlarının dışında olduğu için muhtemelen sıcaktan daha kötü etkileniyorlar. Anlayacağınız, Buzul devrinde erkekler cinsel organlarının büzüşmesinden muzdaripti ama şimdi durum daha vahim, gezegenin nüfusu söz konusu.

Sıcaktan en çok etkilenenlerin üreme kapasitesinin en yüksek döneminde olan 25 ila 35 yaşları arasındaki erkekler olması gerçekten endişe verici. Genç erkekler bu riskin farkında mı emin değilim, ancak ileriye dönük olarak havaların daha da ısınacağına dair öngörüler doğruysa kolayca çocuk yapıvermek filmlerde kalacak gibi gözüküyor.

Sperm paniği ile ilgili ilk çalışma bu değil. 1973’ten 2011’e kadar Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya’yı kapsayan 43 bin erkek üzerinde yapılan 185 çalışma analiz edildiğinde de benzer sonuçlar görülmüştü ki ondan sonra erkeklere çocuk yapmak istiyorsanız sevişmeden önce sıcak suyla banyo yapmayın, sıkı kot giymeyin önerileri yapılmıştı.

Nasıl yapılmasın? Bu çalışmada toplam sperm sayılarının yüzde 59 oranında azaldığını ve ortalama konsantrasyonun yarı yarıya düştüğünü bulunmuştu. Bu çalışma 2023’de tekrarlandığında sperm konsantrasyonundaki düşüş oranının daha da artmasının yanı sıra düşüşlerin yalnızca daha önce incelenen bölgede değil, Orta ve Güney Amerika, Afrika ve Asya’da da görüldüğü sonucuna varıldı.

Araştırmada çalışanlardan önde gelen çevre ve üreme epidemiyologlarından Shanna Swan, yeni kitabında iklim değişikliğiyle bir doğurganlık krizinin yaklaşmakta olduğu uyarısında bulunuyor. Sperm sayılarının mevcut oranlarda düşmeye devam etmesi halinde 2045 yılına kadar ‘sıfıra’ ulaşacağını öngörüyor. Suçlu sadece iklim değil, hormon dengelerini değiştiren yaşam tarzı değişiklikleri, kimyasallar, tütün ve obezitenin artması da diğer faktörler içinde.

Bu endişeler girişimciler için yeni kazanç kapıları da aralıyor. Khaled Kteily bu start-uplardan birinin kurucusu. 2014 yılında Starbucks’da başına bir kaza geliyor, kucağına bir tepsi kaynar çayı döküyor. Bu arada kemoterapi gören bir arkadaşının spermini dondurması Kteily’nin yanıklar sonrası kendi doğurganlığı konusunda endişelenmesine neden oluyor. Haklı tarafı da var. Düşünsenize, biriyle tanışıyorsunuz ve bir çay kazasında testisleriniz yandığı için çocuk sahibi olamayabileceğinizş söylüyorsunuz!

Bu endişelerle bir laboratuvarda menisini test etmek ve dondurmak için randevu alıyor. Burada küçücük bir odada kliniğin tedavülden kalkmış pornolarını izleme ve sperm örneği vermek için mastürbasyon eylemi onu o kadar rahatsız ediyor ki Legacy adında start-up fikri oluşuyor. Bu fikir sayesinde erkekler, evlerine özenle markalanmış bir sperm testi kiti sipariş ediyor. Tüm rahatsızlıkları bertaraf ederek evlerinin güvenli alanında istedikleri pornoyu seyrederek testlerini veriyor. Şirket sonuç kötü olduğunda iyileştirmek için takviyeler satıyor. Sonuç iyi olduğunda numuneyi dondurarak saklama opsiyonu sunuyor.

2022 yılı sonuna kadar Legacy, büyük sigorta şirketleri ile sözleşmeler imzalıyor, birinci sınıf risk sermayesi şirketlerinden on milyonlarca dolar fon alıyor ve Justin Bieber, Orlando Bloom ve Weeknd’den gibi ünlülerin desteği ile erkek doğurganlık pazarını ele geçiriyor. Hemen evde kullanılan başka sperm testi kitleri de piyasaya çıkıyor. Anlaşılan bu mega trendi gözlemleyen ve ve bundan faydalanan pek çok girişimci var.

İklim değişikliği ile mücadele sanki sadece zavallı Kutup ayılarını ilgilendiren bir önlemler paketi de bizi hiç ilgilendirmiyor gibi düşünenler az değil. Oysa çevrecilerin esas duyurması gereken bir senaryo var: Kitlesel kısırlık senaryosu.

Bu arada yukarıda yeni bir iş alanı fırsatının doğduğunu da farketmişsinizdir! Mesela anlık olarak erkek testisinin sıcaklığını ölçen bir testisometre.. Nasıl fikir ama! Hadi arkadaşlar çalışmaya başlıyoruz. Belki elimizi çabuk tutarsak Godiva’dan sonra bir gerçek dünya markası çıkarmayı beceririz.