Erkeklere Eşini Sinirden Zıplatma Yol Haritası

Mansplaining: Cinsiyetçi İletişim ve İletişim Gücü Dengesizliği

Mansplaining, son yıllarda popüler hale gelen bir terim ve cinsiyetçi iletişim örneklerini tanımlamak için kullanılıyor. Bu fenomen, bir erkeğin bir kadına konuyu ya da konuyu anlatırken, onun bilgi, deneyim veya yeteneklerini hafife alması veya küçümsemesini ifade ediyor. Mansplaining, iletişim gücü dengesizliği ve cinsiyet rolleriyle ilgili birçok araştırmanın konusu. . Evet, beyler, sizin için hazırladığım bu blog yazısı, nasıl mükemmel bir şekilde mansplain yapabileceğinizi ve eşinizi sinirden zıplatabileceğinizi anlamanızı sağlayacak!:)

Eğer Size göre :

“Kadınlar, erkeklerin hayatlarını nasıl kurtaracaklarını bilmeleri gerektiğini düşünen egolu varlıklardır.” cümlesi doğru ise, bu adımları takip ederek eşinizi sinirden zıplatabilirsiniz. Bence iyi gidecek bir ilişki için bu adımlardan uzak durmakta fayda var, ama siz bilirsiniz:)

1. İlk adım, eşinizin  hiçbir şey bilmediğini varsaymak. Ona karşı bir üstünlük hissi yaratmak için onun bilgi seviyesini sürekli olarak sorgulayın. Örneğin, “Bilmiyorsan, aslında …” veya “Sana bir şey öğreteceğim, dinle!” İnanın karşınızdaki sinirlenmeye başladı bile.

2. İkinci adım, ona kendi deneyimlerinizi ve bilgilerinizi dayatmak. Onun yaşam tecrübesini göz ardı edin ve kendi fikirlerinizi dikte edin. Çünkü ne de olsa siz, her konuda uzman olan erkeksiniz!

3. Üçüncü adım, ona açıklamalar yaparken aşırı basit ve aşağılayıcı bir dil kullanmak. Onu çocukmuş gibi hissettirmek, mansplain ustalığınızı gösterir. Örneğin, “Bunu anlamayabilirsin, çünkü çok teknik bir konu, ama ben sana anlatayım.” Bence bu aşamada artık tansiyon yükseliyor.

4. Dördüncü adım, ona düşüncelerini ve fikirlerini ifade etmek için izin vermemek. Sürekli olarak onu kesin ve kendi fikirlerinizi empoze etmek için fırsatları kaçırın. Çünkü sonuçta sizin düşünceleriniz her zaman daha değerlidir, değil mi? Evet, artık ilişki huzurunuz bayağı tehdit altında.

5. Son adım, sürekli olarak kendinizi övmek. Mansplaining’in en önemli yanı, kendi büyüklüğünüzü göstermek. Ona sürekli olarak, “Bunu ben daha iyi bilirim” veya “Ben zaten bunu geçmişte denedim” gibi ifadelerle hatırlatın. Ve bu noktada artık ilişki çıkmaza girdi.

Unutmayın, bu yazıda belirttiğim adımlar tamamen ironik ve komik.Şimdi biraz gerçeklerden bahsedeyim:

Yapılan bir araştırma, mansplaining ile karşılaşan eşlerin kendilerini güvensiz ve değersiz hissettiklerini ortaya koyuyor. Bu durum, kadınların ilişki içinde seslerini kaybetmelerine ve katılımlarını azaltmalarına neden olabiliyor.

Bir başka araştırma, mansplaining’in iletişim gücü dengesizliğiyle ilişkili olduğunu gösteriyor. Bu durumda, erkeklerin toplumsal olarak daha fazla güce ve otoriteye sahip olduğu ve kadınların görüşlerini ifade etmekte daha fazla zorluk yaşadığı tespit ediliyor. Bu dengesizlik, ilişkiye de yansıyor, mansplaining’in ilişkide de ortaya çıkmasına ve sürmesine katkıda bulunabiliyor.

Bir diğer araştırma, mansplaining’in toplumsal cinsiyet algısıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Toplumdaki cinsiyet rolleri ve stereotipleri, erkeklerin bilgi ve yeteneklerinde üstünlük hissetmelerine ve kadınların görüşlerini ikincil olarak görmelerine yol açabiliyor. Bu nedenle, mansplaining gibi cinsiyetçi iletişim örnekleri ilişkilerde de ortaya çıkabiliyor.

Mansplaining, iletişim gücü dengesizliği ve cinsiyetçi toplumsal normlarla ilgili birçok faktörün birleşimi olarak ortaya çıkan bir fenomen. Bu konuda yapılan araştırmalar, mansplaining’in ilişkide de kadınların deneyimlerini olumsuz etkileyebileceğini ve iletişimde eşitlik sağlanması için çabalamanın önemini vurguluyor. Bunun yerine, eşleri anlamaya, fikirlerine saygı göstermeye ve eşitlikçi bir iletişim kurmaya odaklanmak çok daha önemli. Empati ve anlayışla dolu bir ilişki, herkes için daha huzurlu, mutlu  olacaktır!

1. “Communication Patterns and Gender Dynamics in Mansplaining Situations”

2. “Effects of Mansplaining on Women’s Self-Esteem and Confidence”

3. “Mansplaining and Power Imbalance in Communication: A Sociolinguistic Perspective”