Çöpçatanlık Eski Bir Müessese: İtinayla Şirkete CEO Bulur Gibi Koca Bulunur
Yıllar geçiyor, toplumlar modernleşiyor ama çöpçatanlığa olan ilgi ve ihtiyaç değişmiyor. İşte biri günümüzden diğeri 92 yıl öncesinden ve evlenmek isteyenleri bir araya getiren girişimcilerin kullandığı dil de neredeyse aynı.
Geçen ay Las Vegas’ta hani otel odalarına koydukları, şehri tanıtan dergiler vardır, işte o dergiyi elime almış incelerken birden şimşekler çaktı. Bir çöpçatan servisi “Aşkı bir CEO gibi bul” cümlesi ile reklamını yapıyordu. Tabii ki merak edip derhal inceledim. Bu reklam özel bir strateji ile flört bulma hizmeti veriyordu. Hem de online uygulamalarda profil doldurmalara filan gerek duymadan.
Benim bildiğim bir holding kendine uygun üst düzey yöneticiyi bulmak için ‘head hunter’ denilen üst düzey eleman bulma servislerine başvurur. Bu servisler kapsamlı bir araştırma ve planlama sonucunda o pozisyonu en iyi dolduracak adayları tespit eder ve holdingle görüştürür. İşte bizim çöpçatan servisi kariyerleriyle meşgul ve aşkta şansı olmayan profesyoneller için holdinglerin yönetici arama tekniklerini kullanıyor ve en doğru adayı tespit edeceğini iddia ediyor.
Biraz araştırma ile Barbie Adler’in 2000 yılında bu lüks çöpçatanlık firması Selective Search‘ü kurduğunu ve o zamandan beri yaklaşık dört bin mutlu çifti baş göz ettiğini öğrendim. Adler kendine çok iyi bir alan yaratmış. Vip çöpçatanlık hizmeti Fortune 500 (ABD’deki en yüksek net ciroya sahip 500 kurum ) yönetici işe alım tekniklerini kullanıyor. Tabii bu hizmet öyle bedava değil, minimum 50 bin doları gözden çıkarmanız gerekiyor, çünkü ne de olsa ruh eşi bedavaya bulunamıyor:)
Adler’in annesi bir aile psikoloğu. Küçük yaşlardan itibaren annesinin sağlıklı evlilik iletişimi üzerine atölye çalışmalarını izliyor. Sonuç olarak “kişiler arası ilişkilere güçlü bir ilgi” geliştiriyor. Bu tutkusu profesyonel kariyerinde, önce firmalar için üst düzey yönetici bulmakta başarılı olmasına yardımcı oluyor. Çok geçmeden bu becerisini, yeterince ilgi görmeyen önemli bir alanda kullanabileceğini fark ediyor: Aşk.
Kalıcı ilişkiler kurmak isteyen aday kulaktan kulağa yayılan referansla kendisine başvuruyor. Ekibi ile başvuruları büyük bir titizlikle inceliyor ve özellikle kültür uyumuna çok dikkat ediyor. Hatta kendisi de şirketi aracılığıyla aşkı bulanlardan biri. Ancak herhalde kocasından üyelik ücreti almamıştır diye düşünmekteyim:)
Online buluşmalardan aradığını bulamayanlar böyle bir çöpçatanın farklı adaylar sunabileceğini umut ediyor, özellikle de ödenen paralar düşünüldüğünde bu adayların ciddi bir ilişki peşinde oldukları varsayılıyor.
Çoğu flört ve çöpçatanlık hizmetinin geleneksel işleyişi şöyle: Bir sözleşme imzalıyorsunuz (sözleşmeler 5 bin ile 75 bin dolar arasında değişebiliyor). Size belirli sürede belirli sayıda randevu sözü veriliyor. Ajans bu buluşmaları gerçekleştiriyor. X ayda y adet eşleşmeniz oluyor, hatta bazıları iyi eşleşmeler, ancak sözleşmenin sonunda, kendinizi yine dönüp dolaşıp başladığınız yerde buluyorsunuz: Halen bekar ve yatırdığınız para kadar cebiniz hafiflemiş olarak:)
Diğer faydalı hizmetler arasında geri bildirim veren sahte randevular dikkatimi çekti. Özetle adayımıza bir sahte randevu ayarlanıyor. Bundan habersiz olan adayın görüşmedeki tüm davranışları analiz ediliyor ve not veriliyor. Kollarını mı kavuşturdu, bir puan kırılıyor, sebebi “kol kavuşturmanın erkeğin almak isteyeceği tarzda bir duygusal enerjiyi yansıtmaması”. Bu karne notları ile kendini geliştiren aday artık aşkı bulmakta daha şanslı oluyor.
Aslında çöpçatanlık çok eski bir müessese, bakmayın şimdi teknolojinin yardımı ile kendilerini danışmanlık statüsünde konumlandırmalarına. 1931 yılı Mart ayında gazetelerde küçük ama ilginç bir ilan karşımıza çıkıyor: “SAADET İSTİHBARAT ODASI Evleneceklerle ere varacakların saadetine çalışır ve her günkü ihtiyacını ehven tedarik eder ve her nevi muamelât ve tahriri müracaatını deruhte ve kabul eder. Beyler 8-9, 1-2. Hanımlar 12-1. Sultanahmette tramvay tevakkuf mahalli karşısında. Şeftali Sokak 26.”
Yani çöpçatan Saadet Odası verdiği ilanla evlenme işleri için çiftleri günün belli saatlerinde buluşmaya çağırıyor.
Saadet Odası’nın kurucusu Salih Bey bu işe girme sebebini şöyle açıklıyor:
“Yirminci asırda yaşamak şartları ve hayat telakkisi, izdivacı maalesef güçleştirmiştir. Kimse evlenmek istemiyor. Bu yüzden kızlar evde kalıyor. Gençler avuç dolusu para ile sıhhatlerini Beyoğlu’nda şehvet evlerine döküyor, gizli fuhuş artıyor. Bunun için izdivacı tamim etmeli… Herkes vazifesini yapmalıdır. Hepsi bu kadar değil: Evlenmek istediği hâlde evlenemeyenler var. Bugün gençlerin vasati kazancı 50-70 liradır. Bu kazançta gençler evlenmek hususunda daima büyük müşküllerle karşılaşıyor. İşte odamızın rolü burada. Bize evlenmek isteyenler müracaat ediyor; kendilerini kaydediyoruz. Bir broşürümüz var, buraya isteyenlerin resimlerini ve adreslerini basıyoruz, istemeyenlerin de yalnız yaşlarını, meziyetlerini ve diğer vasıflarını yazıyoruz. Bunu okuyan kız ve erkeklere de evlenmek isteyenler listesinden birini seçmek düşüyor. Her gün yeni bir ilan ve propaganda broşürleri bastırıyorum. Bunlardan bazısını tayyare ile attıracağım. Radyoda konferans vermek, büyük meydanlara elektrikle ‘Evlen!’ kelimesini yazdırmak tasavvurlarım dahilindedir. Ayrıca da mecmua çıkaracağım.”
Aradan yıllar geçiyor ve ülkemizde de Saadet İstihbarat Odası’nın yerini modern çöpçatanlar alıyor. Ancak dikkat etttim geçen 92 yılda çöpçatanlık hizmeti veren şirket sahiplerinin anlatımları hiç değişmemiş:)
Bence eş bulmak için önce kendinizin uzun vadede mutlu olmak ve tatmin olmak için bir eşten ne beklediğinizin, aradığınız belirli niteliklerin, kırmızı çizgilerinizin farkında olmanız gerekiyor. Acaba geçmişten gelen ve ilişkilerinizi baltalayan duygusal yükleriniz var mı? Bunları temizlemeden herhangi bir ilişkinizin başarılı olmasını beklemek zor. Aşkı bulmak, tanıştığınız insanlardan çok sizinle ilgili. Ya da Doğu kültürümüzü konuşturalım, her şey kısmet diyerek akışa bırakalım.