Beni Avatarımla Sev Seveceksen Olduğum Gibi Göreceksen

Türkiye’de online tanışma uygulamalarını indiren kullanıcı sayısı 7.4 milyonu aştı. Tinder, OkCupid, Bumble, Hinge, Grindr, Happn, Raya… Uygulamalar artıyor. Peki kullanıcılar aradığını buluyor mu, yoksa hem sanal da hem de gerçekte yalnızlaşıyor mu?

21’inci yüzyıl da aşk ve eş arayışının şekli bir hayli değişti. Tinder’ı duymayan kalmamamıştır. Peki ya OkCupid?, Bumble?, Hinge?, Muzmatch?, Grindr?, Happn?, Raya?. Artık herkese göre bir tanışma uygulaması var, bu işe daha ciddi bakanlar, Müslümanlar, eşcinseller, daha üst bir ekonomik statüde olanlar, daha hınzırlar için… Biz bunlara alışaduralım dünyada bu uygulamalar gelişmeye ve farklı teknolojileri dahil etmeye devam ediyor. Dünyanın önde gelen teknoloji haber portallan bugünlerde şimdilik dünyı çok az ülkesinde kullanılan kuşağını hedefleyen Snack (atıştırmalık) isimli videolu tanışma uygulamasının yeni özelliğinden bahsediyor. Kullanıcılar uygulamada bir avatar yaratıp onu önce kendileriyle ilgili birtakım bilgilerle eğitiyor sonra da onu sanal alemde kendi adına sohbet edip flörtleşmeye gönderiyor. Yapay zeka sayesinde öncesinde edindiği bilgilerle cevaplar türeten avatar eğer karşıdakinde bir umut ışığı görürse eşleşme gerçekleşiyor ve böylece kullanıcılar boşa vakit kaybetmeden gerçek sohbete geçebiliyorlar.

Peki Türkiye’de durum nedir?

Sanal tanışmalar birçokları için uzak bir ihtimal olabilir ancak Gemius Audience’in Ocak 2022 ayını kapsayan verilerine göre Türkiye’de online tanışma uygulamalarını indiren kullanıcı sayısı 7.4 milyonu aştı. Konuyu daha yalandan incelemek için flört teknolojilerini ve bunlann Türkiye’deki flört kültürü ve uygulamaları üzerindeki etkilerini inceleyen, Koç Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden Dr. Gözde Cöbek’le bir araya geldik ve ona sorularımızı yönelttik.

Gözde Cöbek’in araştırmaları için görüştüğü kişiler üniversite mezunu, artık çalışma hayatına atılmış ya da hem çalışırken bir yandan da master doktora yapan kişiler. Böyle bir topluluğun bu uygulamalan kullanırken en büyük motivasyonu öğrencilik yılları bittikten sonra azalan tanışma fırsatlarına bir alternatif yaratmak.

Cöbek tüm bu uygulamalarla birlikte maalesef bir barda, kafede tanışmanın biraz norm dışı kalmaya başladığından bahsediyor, bir de tabii bu uygulamalarda karşıdakinin niyeti belli olmasının insanlara sağladığı rahatlıktan.

“Türkiye’de Tinder’a düşmek diye bir kavram var”

Uygulamaları kullanmak istediği halde, ya da kullandığı halde çekinceleri olanlar da çok. Geçmişte Tînder’la ilgili bir anket çahşması yapan Cöbek kadınlann daha fazla çekindiğini fark etmiş. Bunun sebepleri hem Tinder’ın direkt cinsel amaçlı bir uygulama olarak görülmesi hem de “Tinder’a düşmek” kavramının yarattığı, travma. Cöbek “Ekşi Sözlük’te Tinder’a düşmüş Türk kızı diye bir başlık var. Buradan toplumsal baskının nasıl eşitsiz bir şekilde bireyleri etkilediğini görebiliyoruz. Bu dile de yerleşmiş bir eşitsizlik.” diyor. Kadınlar tabii çaresiz görünmekten de çekiniyor. Erkeklere gelince onlar da ‘abazan’ olarak damgalanmak istemiyorlar. “Bu sadece Türkiye ile alakalı bir durum değil. Bunu birçok farklı kültürde yapılan araştırmalarda görebiliyoruz” diyor.

“Eş seçimi çok sınıfsal”

Beğenilen profilin genelde sağa kaydırarak seçildiği bu uygulamalarda erkeklerin her profili otomatik olara sağa kaydırdığı ve ancak eşleşirse alıcı gözle değerlendirdiği doğru mu yoksa bir şehir efsanesi mi? Genelde tanışma uygulamalarında kadın erkek sayısında bir eşitsizlik olduğundan bazı erkeklerin şanslarını biraz daha arttırmak için bunu yapabildiklerini öğreniyoruz Gözde Cöbek’ten. Ama seçicilikteki dikkat biraz da uygulamanın tasanmıyla ilgili.

Mesela OkCupid’de önceden birçok soru soruluyor, kullanıcılar genelde sadece fotoğrafa bakarak seçmiyorlar. Cöbek araştırmalarında oldukça seçici ve dikkatli erkeklere de rastlamış. “İnsanlar sadece fotoğrafa bakıyor sanılıyor. Görüntü, fiziksel çekicilik çok önemli, hatta başlıca kriter ama ondan sonra diğer bilgilere de bakılıyor” diyor Cöbek.

Gerçek hayatta biriyle tanışmakta zorlanan kişi bu uygulamalarda aradığını her zaman bulamasa da “Tinder ve bunun gibi birçok uygulama tamamen kısa süreli ilişküer ve sadece takılma gibi ilişkilere gebe diyemeyiz” diyor Cöbek.

Çok kadın yok kadın mıdır?

“Kimileri bir ilişki buluyor ama kimileri de tekrar o kısır döngünün ve o bıkanmışlığın içinde buluyor kendilerini. Bir görüşmecim şöyle demişti “Bir sürü insanla tanıştım ama şu an baktığım zaman elimde birkaç tane telefon numarası ve instagramda takip ettiğim bir kaç tane insani kaldı… Bu uygulamalar aslında hem bir sürü fırsat tanıyor ama aym zamanda o kısır döngüyü ve o tıkanmış açlığı da yeniden üretiyor. Böyle bir paradoks var.”

Peki insanlar bu uygulamalan sadece sevgili, eş bulmak için mi kullanıyor?

“İster tek gecelik olsun ister uzun bir ilişki arayışı bu uygulamalarının tabii başlıca kullanım sebebi biriyle tanışmak. Motivasyonlar çok farklı da olabiliyor. Kullanıcılar arasmda yeni bir şehre taşınıp arkadaş arayan, bir yere tatile gittiğinde orayı ona gezdirecek birini ya da öğrendiği yabana dili pratik edecek birini arayanlar da var… Ama evli olup çapkınlık peşinde olan, ya da çift olarak katüıp ilişkiye üçüncü birini dahil etmek isteyenler de oluyor.”

En ilginç sebepler arasmda yine evli olup eşinin uygulamada olduğu duymuş ve onu aramaya gelmiş profiller var.

Art arda kısa süreli ilişkiler

Bu uygulamaların kutlamalarını birkaç yıldır inceleyen Cöbek konuştuğu insanların çoğunluğunun her şeye rağmen yüz yüze tamşmayı daha romantik bulduklarını ve ellerinden gelse böyle olmasım tercih ettiklerini belirttiklerini anlatıyor. Ancak modem insan ve modem aşkın değiştiği de aşikar. Cöbek modem bireyin artık çok bireysel ve sadece kendi arzuları önemli olan birine dönüştüğünden ve bu uygulamaların da bu bireyselliği beslediğinden bahsediyor: “Şu anki modem bireye baktığımız zaman çok neo liberal bir özne var karşımızda. Kendinden başka hiçbir şeyin daha değerli olmadığı bir noktada. Bu da çok kısa süreli ilişkilerin yeniden üretildiği ve daha uzun süreli ilişkilerin daha çabuk bozulduğu bir durum yaratıyor.”

Klişe hesaplar “zenginim” diyor

  • Erkekler sosyoekonomik statülerini göstermek için örneğin lüks bir sporla ilgileniyorsa onu yaptığını gösterme çabasına giriyor, pahalı arabasıyla ya da saatiyle fotoğraflar paylaşıyor.
  • Kadınların klişe profillerine baktığımızda ise abiye elbiseli fotoğraflar, ağır makyajlar ya da filtre kullanımı, ayna önünde vücudu tamamen gösterecek selfieler görülebiliyor.
  • Cöbek artık erkeklerin de bedenlerine çok önem verdiği bir çağda spor salonunda ayna karşısında çekilmiş yarı çıplak, kaslı, selfieTer paylaşabildiklerinden bahsediyor. “Bunlar eleştirilse de insanlar yine de karşısındakinin sosyoekonomik statüsünü görmek istiyorlar” diyor Cöbek “Paris’e gitmişse Eiffel Kulesi’nin önünde değil de belki bir kafede fotoğraf görmek istiyorlar örneğin” diye ekliyor.

“Zengin kız fakir oğlan hâlâ sadece filmlerde”

“Söz konusu eş seçimi olunca dizilerdeki gibi zengin kız fakir oğlan ya da tam tersi doğru olmuyor. Herkes kendi kültürel, ekonomik ve toplumsal sosyal sermayesine denk insanlarla eşleşmeyi tercih ediyor. O yüzden o klişe buldukları profillerle ilgili sorunda da yine sınıfsal bir şey var. Eş seçimi dediğimiz şey bizim bulunduğumuz toplumsal pozisyondan,
bizim sosyal sınıfımızdan bağımsız işlemiyor. Aşk öyle bir şey de değil ve o noktada çok da sınıfsal.”

“Sanal aldatmalarla ilgili şikayetler artıyor”

İREM HATTAT
(İlişki ve aiie danışmanı):

İrem Hattat’n ilk kitabı “Online Flört Online Romantizm” bu hafta raflardaki yerini aldı. Bahçeşehir Üniversitesi’nde iletişim alanında doktora programına başlayan Hattat “İlişkilere bir İletişimci gözüyle bakıyorum çünkü nihayetinde yaptığım tüm çalışmalarda sorunun iletişim olduğunu görüyorum” diyor.

Hattat’ı bu konuya eğilmeye iten danışanlarının sanal aldatılmayla ilgili artan şikayetleri olmuş. “Sanal flörtleşmeye sığınan erkekler genelde evlerinin kuytu köşelerinde, eşlerine, sevgillilerine çaktırmadan, maddi bir yatırım yapmadan, rahatlıkla mesajlaşıp, psikolojik anlam da dahil olmak üzere kendilerine rahatlatıcı bir alan yaratmış oluyorlar” diyor.

İnsanların monotonluktan çok sıkıldıkları ve sorunları nasıl çözeceklerini bilmedikleri için kendilerini bu sanal dünyaya
atıp gerçeklerden kaçmak istediğini anlatıyor Hattat.

Sanal aldatma var olan ilişkiyi zamanla bozuyor

“Bu ilişkilerin sanal olmadığını, klavyenin arkasında gerçek bir insan olduğunu unutmamak lazım” diyen Hattat, sanal başlayan bu ilişkiler ilerlerse o zaman var olan gerçek hayattaki ilişkileri de bozduğunu anlatıyor. Hattat, “Erkekler bu ikisini ayırabileceklerini düşünüyorlar ama aslında orada gelişen ve ilerleyen iletişim dışarıdaki ilişkiden dikkati ve romantik hisleri alıyor. Bu sebeple bir şekilde aşkı onarmayı öğrenmemiz lazım” diyor. “Bu durumun tek çaresi iletişim” diyen Hattat ekliyor: “Korkunun ecele faydası yok, eşiniz ne yaşayacaksa yaşayacak ama eğer bir paylaşım başlarsa en azından ilişkideki eksiklikler masaya yatırılabilir ve örneğin haftada bir romantik bir buluşma gibi çözümler üretilebilir.” Pandeminin insanları daha da yalnızlaştırdığını hatırlatan Hattat online tanışma uygulamalarının sunduğu metodu desteklediğini ancak sorunun yanlış beklentilerde ve var olan ilişkileri onarmak için kullanılmasında olduğunu söylüyor.